Quantcast
Channel: DEĞİŞİK DÜŞÜNCE
Viewing all 362 articles
Browse latest View live

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 274

$
0
0

Kariyer secmek roman

Kariyer seçmek yirmilerimizde aldığımız bir karar değil, tüm iş yaşamımız boyunca tekrar karşılaşacağımız bir ikilem.(Kendimize Uygun İşi Nasıl Buluruz? Hayat Okulu kitaplarından.)

Bazı insanlar kendini o kadar güzel ifade ediyor ki. Sadece konuştukları, yazdıklarıyla değil giyim kuşamıyla, sakalıyla, güneş gözlüğüyle..

Bu arada her şeyin günü varken “Abiler Günü, Ablalar Günü” diye bir şey neden kutlanmıyor? Tüketim kültürü bunu nasıl pas geçmiş olabilir?

Karnın yumuşacık Hasan, aynı benim yastığım gibi. (Umut Egemen, 4)


Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 275

$
0
0

Bana bugün çok ilham verdi bu söz: Eğer sahip olmadığın bir şey istiyorsan daha önce yapmadığın bir şey yapmalısın.

Gerçeği görebilmek için onu çevreleyen tüm yabancı maddeleri temizlemek… Agatha Christie’den. (Hayat Bilgesi 2)

Mümin Sekman Hayat Bilgesi Agatha Christie

Geçenlerde bir Hacker’ın anlatıldığı çok iyi bir Alman filmi izledim: Who am I. (8/10, tavsiye)

ben kimim hacking who am i hackkimim ben hack

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 276

$
0
0

Matt Damon’dan harika bir konuşma: Bizim sorunumuz sivil itaatsizlik değil, bizim sorunumuz sivil itaat.

1969 Yılının ‘Çiçek Çocuğu’ Öğrencileri Bugünün Gözüyle Bakınca Hala Harika Görünüyorlar.

Uzaylılar Dünya’ya bir tehdit oluştursa tüm Dünya öyle bir kardeş olur ki… Türk/Kürt, Müslüman/Hristiyan, Siyah/Beyaz ne ki? Tüm din, renk ve milletten insanlar bir olur. Dünyanın başına gelebilecek en iyi şey bu olmasın?

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 277

$
0
0

Son zamanlarda izlediğim en iyi TED Konuşmalarından biri: Dünyanın ne kadar eşit olmasını istiyoruz? Şaşırırsınız! (Dan Ariely, Türkçe altyazılı)

Herkesten zeki olduğunu ima etmek de büyük ahmaklık. Herkesten zeki olsan zaten ilk bırakacağın şey kendini başkalarıyla kıyaslamak olur.

Sizin tek çocuğunuz benim, hem beni seçtiniz hem de hep bana kızıyorsunuz. (Umut Egemen, 4)

Yazık değil mi topraklara Baba, her yere ev yapıyorlar. Toprak olsun birazcık. (Umut Egemen, 4)

Genel kanının aksine yaşam kültürünün parayla çok az ilgisi var.

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 278

$
0
0

Akıllı insan problemin çözümü ile ilgilidir, aptal ise kendi kafasindaki herhangi bir fikri çözüm diye dayatmak ister. (Celal Şengör)

-Oğlum bu duvarları neden çizdin? -Çünkü sen beğenirsiniz diye… (es)… Uğraştım sabahtan akşama kadar. (Umut Egemen, 4)

Zamanında verdiğim en iyi kararlardan biri: Hayatının gidişatından sadece şanssızlığı sorumlu tutan kişilerden uzaklaşmak.

Oran/Orantı: İnsanın karakteri, ne zorluk çekerse çeksin, iyi ki yapmışım dediği oranda güçleniyor, arkasında durduğu kararlar orantısında.

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 279

$
0
0

Hayatın anlamı üzerine Proust: Geç olmadan varoluşuna şükretmeyi öğrensen iyi olur.

Hayatını değiştirmenin garanti yolu: Sana ilham veren ve seni zorlayan bir grup insan bul, onlarla çok zaman geçir.

Lüks sadece değerli saat, ev ya da otomobil değildir. Lüks hayata incelik, estetik, zerafet ve derinlik katan anlayışların hepsidir… Hazımlı insanların lüks anlayışı yalınlık/incelik içerir. Şatafatlı teşhirler lüks değil, görgüsüzlüktür. (Temel Aksoy)

Öğrendin ki işlerin ters gitmesi, başarısızlıklar hep kişisel gelişiminin bir parçasıydı. Tom Hanks’in “A League Of Their Own’da dediği gibi. (The Hard Is What Makes It Great)

Bizim insanımıza “kendin ol” deyince, kendi olmayı başarmış birilerini bulup onlar gibi olmaya çalışır. (Salih Tahir)

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 280

$
0
0

A video posted by Hasan Basusta (@hasanbasusta) on

Türkçe, İngilizce, Rusça’yı birbirine karıştıran Umut Egemen sayı sayıyor.

Dünya Tarihi’ni baştan sonra tekrar okudum. Özeti ise şu: Zamanında demokrasiye geçememiş ülkelerde halk sefalet, baştaki birkaç kişi zevk içinde yaşamış.

Facebook’un kurucusu Zuckerberg’in mutluluk tanımı: İnandığı anlamlı bir amaç için sevdiği insanlarla diğer insanlara yardım eden şeyler yapmak.

Adam kitapçıya girdi: Huzur’u arıyorum dedi, burada var mı? Ahmet Hamdi Tanpınar. Tüm kitapçılarda tükenmişti.

Bilge insan yemeğin çoğunu değil en lezzetlisini yemeye bakar. Epikür’den (M.Ö. 300) binlerce yıla, binlerce konuya ölçeklenebilecek tespit.

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 281

$
0
0

Yazlık; eşyaların eskisini götürüp kendini yenilediğin yer. Bodrum’a, Alaçatı’ya benzetirler diye sakinlerinin adını bile zikretmediği tatil yöreleri var. Adını duy(a)mazsınız; inisiyelerle öğretilir.

Bakir ortam imha çizelgesi: Yabancı Hipiler-> Yerli Çevreciler-> İncik Boncukçular-> Fakir Üniversiteliler-> Zengin Üniversiteliler -> Instagram pozu tatilcileri-> Genç beyaz yakalılar -> Orta yaşlı beyaz yakalılar -> Bunların akrabaları-> Çocuklu aileler (Kutsal Bayraktar)

Ezoterizm ve inisiyenin anlamını çok soran oluyor. Şuradan giriş seviyesinde bilgi alınabilir.


Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 282

$
0
0

Maddiyat sadece ona ihtiyacı olanlar veya ona önem verenler için önemli.

Socrates kendini öğretmen olarak değil çocukların doğmasına yardımcı olan bir ebe olarak görüyordu. Türkiye’de yaşasa en çok küfürü o yerdi.

Yalnızken gidebileceğin en iyi yerlerden biri kitapçılar olabilir. Yazarların çoğu yalnızlıklarını bastırmak için yazar çünkü.

İnsanlar binlerce yıldır huzur bulmak için nereye kaçıyorlarsa bu yıl da oraya kaçıyorlar: Doğaya.

We made the beast of ourselves while trying to make the best of ourselves. Kendimizi yaratmaya çalışırken kendimizden bir canavar yarattık.

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 283

$
0
0

Arkadaş, sayısal çıksa alacaklarını alt alta yazıp toplamış. Bu para yetmedi, durduk yere 500bin TL borçlandım dedi :)

Biz sektör olarak Minimum Viable Product‘a çok önem veririz. Resmi üründen ülkeye büyüttüğümüzde yapmamız gereken, mükemmel ülkeyi beklemek yerine Minimum Yaşanabilir Ülke’de (Minimum Viable Country) yaşadığımızı kabul edip ona göre çözüm üretmek.

Muasır Medeniyet seviyesindeki ülkeler, tahayyül edemeyeceğimiz 100 sene sonrasının sorunlarını çözüyor. Biz hangi yılların sorunlarındayız? Yurtdışında yaşadığım zamanları düşünüyorum, İngiltere’de mesela, bir tane bile “Ne olacak bu memleketin hali?” diyeni hatırlamıyorum.

Queen’in “You are the victim of your crime” sözü (Sen kendi suçunun kurbanısın) ne güzel; Sartre’nin “insan özgürlüğe mahkumdur” sözü gibi.

Umut Egemen, 4 beni arıyor: -Baba, seni Mars kadar özledim. -Mars küçük oğlum. -Jüpiter kadar özledim o zaman Baba. -Ben de seni Güneş kadar…

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 284

$
0
0

Askerlik anılarımı okuyorum da: “İşte bir günün daha doğrusu her günün özeti” diye yazmışım. İnsanoğlu ne çabuk alışıyor, ne çabuk unutuyor.

Tırnağını yan keskiyle kesen arkadaşı incelerken “Bu sana ilginç geliyor değil mi? Sen kitaplarla büyürken ben sanayide bu aletlerle büyüdüm” dedi bana.

Balıksırtı eğe ile törpülerken tırnaklarını, bize şaka mı yapıyor diye düşünmüştüm. Kendimi ne kadar da önemsiyordum.

Evren’de yalnız olduğumuzu düşünmek, okyanustan bir bardak su alıp balinalar yok demekle aynı şey. Carl Sagan

Mükemmel Bir Çocuk Yetiştirmenin 10 Altın Kuralı: Hayatta böyle bir yazı paylaşmazdım ama MUHTEŞEM SON!

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 285

$
0
0

Her şeyi mantık düzlemine oturtup rasyonalize ettikçe bana heyecan veren her şeyi kaybettim. Bu da hiç mantıklı bir hareket olmadı.

Felsefe en yüksek entelektüel ARAYIŞ, o da SORUların azına CEVAP verebiliyor. Bir yerlerde keşfedilmeyi bekleyen bilgiler var. BULUNAMIYOR.

scientology.org ‘a baktım da, modern insanın arayışını kişisel gelişim, din, bilim ekseninde bir metodolojiye oturtup pazarlamışlar.

Kendimizi ülkede olup bitenlerden sorumlu hissetmek mantıklı mı? Gerçeği değiştiremediğinde Dünya’ya bakış açımızı değiştirmek bencillik mi?

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 286

$
0
0

Dedesi çamurdan heykel yapmayı gösteriyor Egemen’e. Bizimkinin ilk eseri sürpriz olmadı: Araba

A photo posted by Hasan Basusta (@hasanbasusta) on

İlk deneme pek başarılı gelmedi bana. A photo posted by Hasan Basusta (@hasanbasusta) on

Çocuğuna “Eşşek Sıpası” (yavru eşek) diye kızan bir neslin özeleştirisi başka şeyde olsa bambaşka bir ülkede yaşıyor olurduk.

Sahip olmaktan ziyade sahip olduklarınla arana mesafe koyabilmek başarı.

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 287

$
0
0

Gece Üstadıma sordum kaç kez: Bana bu dünyanın sırrını söyle tez Üstadım cevap verdi gülerek: “Bu sır ancak bilinir söylenemez.” (Mevlana)

Bilgeliğin dudakları onları anlamayan kulaklara kapalıdır. Öğrencinin kulakları hazırsa onu bilgelikle dolduracak ağız gelecektir. (Kitap: Kybalion – Yedi Kozmik Yasa : Antik Mısır ve Yunan Hermetik Felsefesi)

Kişi tek kişiden başka her şeye kayıtsız kalıyorsa sevgisi sevgi değil, genişletilmiş bencilliktir. Karl Marx.

Her şeyin hızla normalleştiği yıllardayız. İnsanlar daha mı ahlaksız? Belki ahlaksızlık aynı ama daha kolay ayyuka çıktığı için önemi az.

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 288

$
0
0

Oğlumla çocuk kitabı bakarken elindekileri sallayarak: Türk çocuklarına Süperman’leri, Yarasaları kahraman diye yutturuyorlar dedi birisi. Asıl kahramanlar Atatürk ve silah arkadaşlarıdır; alın bu kitabı çocuk tarihini öğrensin vs. diye bağırdı adeta. Ben de doğru ama bu kitapta çok savaş var, bu yaşta (4) okuması çok uygun olmaz dedim. SAVAŞ DEĞİL O, VATAN SAVUNMASI!! dedi, sinirlendi gitti. Bu da böyle bir anımdır.

Konu Batman’den açılmışken; gerçek kahramanın sistem savunucusu Batman değil, anarşist Joker olduğunu savunanlar bende yeni ufuklar açmıştı.

Benim kahramanlarım zamanla çok azaldı. Kahramansızlıktan daha tehlikelisi de insanın tek kahraman olarak kendini görmesiymiş.

İnsanın kahramanı o kişi hakkında çok şey anlatır. Beyaz yakalıların kahramanları yarasalar, Atatürk’ler değil Kafka’nın Gregor Samsa’ları.


Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 289

$
0
0

Ne yapacağını bilmezken acele etmek yanlış yöne son sürat gitmek de ne anlamsız. Acele etMEmek nadiren zaman kaybı oldu benim hayatımda.

Halil Bezmen Kendime İtiraflarım

Türkiye’de uzun vadeli plan yapmak doğru değilmiş. Burası İsviçre değil; bizde tavla oynanır satranç değil, zar önemli. (Kitap: Kendime İtiraflarım, Halil Bezmen)

Ben ilham alma sektöründeyim. Umarım ölene kadar çalışırım! Esas işimi yapmak için doğru yerde. Mesaideyim. Hakan Günday

Hayat Üzerine Kısa Düşünceler 290

$
0
0

Ben de otobanda 120 ile giderken neden arabadan dumanlar çıkıyor diyorum, bundanmış.

A photo posted by Hasan Basusta (@hasanbasusta) on

Dünya tarihine bakarsan şunu göreceksin: İnsanlar er ya da geç adaletsizliğe başkaldırmış; sonunda buna sebep olanları ortadan kaldırmış. Adaletsizliğe maruz kalan milyonlarca insan önce şiddete sonra siyasi temsile kavuşmuş. Mağdur edildikçe de temsiliyetlerini artırmışlar. 

Ormanda bir kulübede yalnız başına oturup yağan yağmurun sesini dinlemek “wabi’ydi” örneğin…

Ali Koç Neden Kapitalizme Karşı?

$
0
0

Ali Koç G20 Zirvesi’nde Gerçek sorun Kapitalizmdir! konuşması yaptı. “Buradaki eşitsizliği anlamak için Einstein olmaya gerek yok. Paradigma değişmeli” dedi. Kendi bakış açımdan 2 sorunun cevabını vereceğim bu yazıda:

1- Gerçek Sorun Kapitalizm mi? Paradigma Değişmeli mi?

2- Bayram değil seyran değil Ali Koç neden böyle bir açıklama yaptı?

ali koc g20 kapitalizm

1- Gerçek Sorun Kapitalizm mi? Paradigma Değişmeli mi?

İktisat okumuş (Dersi yıl içerisinde Mehmet Altan’dan, yaz okulunda Kerem Alkin’den almıştım) bu ülkenin bir vatandaşı olarak hayatta en ilgilendiğim konulardan biri: Gelir adaletsizliği. Bu konuda sayfalarca analizim var, bir gün yayınlayacağım. Dünyadaki adaletsizliği anlatmak için burayı Gini Katsayılarına, verilere, teorilere grafiklere boğmayacağım, mümkün olduğunca sokak ağzı ile anlatacağım: Dünyada çok ciddi bir gelir adaletsizliği var, tıpkı Ali Koç’un dediği gibi bunu bilmek için Aynştayn olmaya gerek yok.

Peki bunun sorumlusu Kapitalizm mi? Büyük oranda. Çünkü Kapitalizm, insanların insanları sömürmesine en imkan tanıyan sistem. Paranın ve gücün çoğunluğunun nüfusun %1’inin elinde toplandığı, geri kalanların ise çoğunlukla açlık, sefalet veya asgari ücretle çalışmasına olanak sağlayan bir sistem. Adil değil, adil olma gibi bir iddaası da yok. İddaası şu: “Bu sistemde çok çalışan kazanır, sokakta yatan adamla ben aynı kazanacaksam neden çalışayım? Tabii ki adil olmayacak. Parayı gidip de sokakta yatan adama verirsen, o parayı çarçur eder. Ama Ali Koç’a verirsen o bu parayla yeni işler yaratır böylece işsizlik azalır…” gibi kabaca özetleyebileceğim bir bakış açısı vardır.

Sosyalizmin iddaası ise şudur: Herkes mümkün mertebe eşit olacak. İnsanlar lüks evlerde de oturmayacak, evsiz insan da kalmayacak. (Pratikte böyle olmadığını biliyoruz, mülkiyetin olmadığı durumlarda da devlet idarisini ele geçirmiş zümrenin kendini kayırdığı tarihte defalarca görülmüştür.)

Özetle, benim yıllardır bu konuda okuduğum kitaplar beni şu noktaya getirdi: Ne Sosyalizm ne de Kapitalizm pratikte işe yaramadı. Bizim daha adil, çalışanın hakkını aldığı ama başkasının hakkını gasp etmeye imkan tanımayan, bireysel yaratıcılıklarını körükleyip, kendilerini gerçekleştirebildikleri ama bunu para için yapmadığı yeni sistemlere ihtiyacımız var. Literatürdeki karşılığı sosyal kapitalizm ya da pazar sosyalizmi’ne yakın. (İskandinavya’daki sistem şu anda Dünya’daki en ideal sistem olarak gözüküyor. Ama onun kendine has durumları var. Çok iyi eğitim, kültür derecesi ve petrol gelirleri olması ile birlikte Dünya’nın beta ülkesini yaşayıp, bizim yüzlerce sene karşılaşacağımız problemleri çözüyorlar.) Neyse konuyu dağıtmayayım ve uzatmayayım. Cevabım belli: Gerçek sorun Ali Koç’un da dediği gibi Kapitalizm! ve Paradigma Değişmeli.

2- Bayram değil seyran değil Ali Koç neden böyle bir açıklama yaptı?

Ali Koç’un yeni nesil lider çıkışlarını takdir ediyorum. Daha adil bir sistem için adım atılması için konuşmak bile bir başlangıçtır. İlk olarak Ali Koç, Engels’e mi, Bakunin’e mi özeniyor acaba diye düşündüm. Tabii konumu sebebiyle ne sosyalist ne anarşist olabilir. Belki de Çiçek Çocuk olmanın ilk adımlarıdır bu :)

Tabii Ali Koç’un bu konuşmayı yapmasının nedeni Çiçek Çocuk olması ya da Sosyalist olması değildi. Dünya Tarihi üzerine çok araştırma yapmış, teorileri (özellikle Marx) okumuş bir kişi olarak şu konu net: Bu sistem sürdürülebilir değil, kendi kendini yiyecek.

Ali Koç’un ülkemizde başlattığı tartışma Dünya’da yaklaşık 10 senedir çok yoğun olarak tartışılıyor. Hem de en azılı Kapitalistler tarafından çünkü işin ucu kendilerine dokunuyor. Bu konuda kitap olarak 2013’te okuduğum New Capitalist Manifesto’yu çok tavsiye ederim. Konuyu en özet geçen konuşmayı 2012 yılında paylaşmıştım (maalesef İngilizce) Dolar milyarderi Venture Capitalist Nick Hanauer’in yapmıştı. 5 dakikalık TED Konuşması TED tarafından fazla muhalefet bulunmuş ve siteye yüklenmemişti. Özetinde ise şunu anlatıyordu:

Ben dolar milyarderiyim ama kaç tane kot giyebilirim, midem ne kadar yemek alabilir, kaç arabaya binebilirim? Eğer güçlü bir orta sınıf olmazsa bu sistem çöker. (Kendi kendini yer)

Ben ülkenin sisteminin daha adil bir hale gelmesi için hiç durmadan çalışmaya hazırım. Belki de geleceğim burada. O yüzden günün tartışmasını Ali Koç’un başlatmasından dolayı çok memnunum. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam :)

Ruh Halimizin Efendisi Olmak İçin Bilmemiz Gereken 3 Temel Etken

$
0
0

Geçen günlerde “Bizi en çok etkileyen şeylerden biri: Ruh Hali (mood). Dolayısı ile ilk öğrenmemiz gereken konulardan biri de: Ruh Halimizin Efendisi Olmak.” diye yazmıştım. Bir süredir bunun üzerine düşünüyorum. (Şubat 2014’te arkadaşlarım ile bu konu üzerine konuşurken şu grafiği çizmişim) Eğer tek bir beceri edinme şansımız olsaydı, bunun ruh halini değiştirebilme becerisi olmasını istemez miydik?

Yaklaşık 3 ay önce bir Excel (daha doğrusu Drive) dosyasına başladım. Her gün 10 üzerinden kaç hissettiğimi Sabah, Öğle, Akşam olarak not alıyor, yanına da birkaç cümle ile neden öyle hissettiğimi yazıyordum. Uzun zamandır yaptığım en iyi şeylerden biri oldu, umarım uzun süre devam eder.

Bir süre sonra bu Excel dosyası kendimi disipline ettiğim bir sözleşmeye dönüştü. Zamanla bu dosya evden çıkarken buraya gireceğim notları düşündüğüm ve düşük not aldığım şeyleri yapmamaya çalıştığım bir tetik mekanizmasına evrildi. Mesela, pazar günü bütün gün evde yatmak, uyuşukluk yapmak ruh halimi aşağılara çekiyorsa pazar günümü önceden planlıyorum. Böylece beni daha keyifli, daha planlı olmaya iten bir davranış geliştiriyorum.

Bunun hakkında sonra bir yazı yazarım belki. Ruh halimi ele aldığımda bir kendini tanıma ve inceleme durumu ortaya çıkıyor. Peki ruh halini etkileyen şeyler nedir? Bu yazının ilk cümlesi olan twiti attıktan sonra Google’a “Master Your Mood” yazdım ve çıkan yazıları okumaya başladım. Bir tanesi beni çok etkiledi. Çünkü yola ruh haline 10 üzerinden puan verme ile başlamıştı. Benim geçtiğim yolu bir Psikiyatr eşliğinde devam ettiriyordu.

Ruh hali puanlama

Yukarıdaki tabloya göre kendini düzeltiyordu. Tanrılar Okulu’nda dediği gibi: Kendini gözlemlemek kendini düzeltmektir. Vaktimin ne kadarını kırmızı/yeşil bölgede geçirebiliyorum sorusuna cevap arıyordu.

Kırmızı Bölge: Hayat berbat

Turuncu Bölge: Benim hayatım berbat

Sarı Bölge: Benim hayatım güzel (Ve seninki değil)

Mavi Bölge: Bizim hayatımız güzel (Ve sizinki değil)

Yeşil Bölge: Hayat güzel.

Bu bölgedeki kişileri anlatan David Logan’ın güzel bir de TED Konuşması da mevcut, Türkçe altyazılı.

Hangi bölgede zaman geçirdiğimize sebep olan belli başlı durumlar var: Eğer sürekli dış odaklı bir yaşamımız olursa doğal olarak hayatımızı kırmızı bölgede geçiriyoruz. 2011 yılında Mutluluk  başlıklı bir yazı yazmıştım. Lütfen siz de okuyun, içinden bir bölümü aşağıya alıyorum:

“Gazetede yarın hava çok güzel olacak diye manşet varsa, ne güzel der geçeriz. Ama yarın fırtına geliyor yazarsa hemen gazeteyi alır en ince detayına kadar okuruz. Güzel bir manzara olursa bakmayız ama trafik kazasına bakarız. İnsan doğası gereği olumsuza odaklıdır. Bu odağı pozitife dönüştürmek için insan üstü bir çaba sarf ederiz. Bir çoğumuz gene de odağını değiştiremez.”

Bir de bu konuda Mutluluk Varsayımı kitabını çok tavsiye ederim. Mutluluk üzerine bilimsel olarak araştırmalar yürütüp, bazı sonuçlara varan Seligman’ın öğrencisi J. Haidt’in kitabı. Bir özetini şurada yazmıştım.

Ruh Halini Etkileyen 3 Temel Etken

1- Yukarıdaki kitapta da bahsedildiği ve araştırmaların gösterdiği gibi ruh halinin %50’si bize aileden miras. Genlerin tarafından belirleniyor.  Yani bunu değiştiremeyiz, yakınmak, suçu aileye atmak işe yaramaz. Dolayısı ile buna odaklanmak mantıklı olmaz.

2- %10 mevcut durumundan kaynaklı. (Biz bunu gözümüzde çok büyütürüz, hemen her şeyde suçu mevcut şartlarımıza atarız)

3- %40 ise bir amaca hizmet eden aksiyonlarımızdan (Intentional Actions) kaynaklı. İşte her gün ne yapacağımızı belirleyen en önemli göstergelerden bir tanesi bu. Eğer amaçsızca yatakta yatarsam, mevcut şartlarımın önemi %10, aileden de en süper genleri miras almış olsam bile en fazla 10 üzerinden 5’te kalabilirim. (Büyük ihtimalle 2-3 aralığında dolanırım) Kısa vadede değiştirebileceklerimizin 40/50’si aldığımız aksiyonlar, 10/50’si ise mevcut şartlar. Orta/Uzun vadede şartlarını değiştirebilmenin yolu kısa vadede aldığın aksiyonlardan geçiyor.

Ruh halini arttıramaya yönelik harekete geçmenin birçok yolu var. İyi müzik dinlemek de bunun bir parçası, doğru nefes almak da, spor yapmak, düzenli cinsel yaşam, anlamlı hayat arayışını bulmak ve bu uğurda en güçlü yanımızı kullanarak efor harcamak da.

Bu konuya Anlamlı Hayat Arayışı(m) Yazısında (En çok okunan yazımdır) bir giriş yapmıştım. Sözü daha fazla uzatmadan ruh halini arttırmaya yönelik taktikleri başka yazıya bırakayım. Ve şu sözle bu yazıyı burada bitireyim:

Ruh Halinin Efendisi Olan Hayatının Efendisi Olur!

Muhteşem Bir Tiyatro Tavsiyesi: Karar Kimin?

$
0
0

Geçtiğimiz haftasonu 2 Tiyatroya gittim. Bir tanesi Kadıköy Süreyya Operası’nda sahnelenen çocuk oyunu: Kitap Kurdu Can Haylazlara Karşı diğeri de eşimle birlikte gittiğimiz gene Kadıköy’deki Ak’la Kara Tiyatro’sunda sahnelenen Karar Kimin? oyunu. (Hakkında detaylı bilgiyi ve biletini şuradan alabilirsiniz.)

İlk defa Tiyatro yazısı yazıyorum sanırım zira çok etkilendim, çok beğendim. Bir saniye bile heyecanı düşürmeyen zekice diyaloglarla bezenmiş, en temel felsefi soruları kendinize tekrar sormanızı sağlayan çok iyi bir oyun. İngiltere’de yıllarca kapalı gişe oynadıktan sonra ülkemize teşrif etmiş.

Bundan sonrası Spoiler’e girebilir o yüzden gitmeyi düşünenler okumayı burada bırakabilir.

***SPOILER***

Oyun bir trafik kazası ile başlıyor. Bir heykeltraşın boyundan aşağısının felç olduğunu ama zihinin son derece bilinçli bir şekilde işlediğini görüyoruz. Bu konuda 2005 En iyi yabancı film Oscar’ı alan Amenabar’ın Mar Adentro (İçimdeki Deniz) filminin senaryosu ile benzer. Bir süre sonra heykeltraş, son derece bilinçli olarak ötenazi (ölüm) hakkı için savaşıyor. Argümanı da şu: Ben elleriyle sanatıyla var olan bir kişiyim, yaşamımın anlamı, hayat bulduğum şey bu. Şu halimle bakıma muhtaç, sulanması gereken bir bitkiyim. Ölmeyi hak ediyorum, lütfen bunu bana verin.

Doktorlar kesinlikle böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, Doktor olarak görevlerinin insanları öldürmek değil, yaşatmak olduğunu, şu anda depresyonda olduğunu ve her şeyin düzeleceğini söyleyerek kişiyi iknaya çabalıyorlar. Konu mahkemeye taşınıyor ve son karar girişte dağıtılmış olan kartlarla seyirciye kalıyor. Hakim diyor ki, bu kararı tek başıma veremem bunu seyirciye sormam lazım.

Ben tereddüt etmeden kartımı kaldırıyorum. Kişi eğer bilinci yerindeyse kendi ölüm hakkına sahip olmalı. Salonun büyük kısmı ise yaşamalı cevabı veriyor. Ve son sahne oynanıyor: “Bak, sanatını icra etmenin tek yolu heykel yapmak değilmiş, sağlıklı çalışan beynin sana bu kitabı yazdırdı ve Dünya’da çok satanlar listesine girdin…” sahnesi ile sona eriyor.

Kartlar cebimizde, hakim diyor ki: Bu kartı alın, saklayın, ne zaman bir karar verecek olursanız bu karta bakıp olası sonuçlarını çok iyi düşünüp, tartın. Ben eve dönüyorum bir adamı öldürmüş olmanın vermiş olduğu derin düşüncelerle, kartı kütüphanemin en görebileceğim yerine koyuyorum…

*** SPOILER***

Viewing all 362 articles
Browse latest View live